BİR UTANCIN İÇİNDEN

3 Temmuz 1993 sabahı İzmir’de bir kahvaltıya davetliydim. Akşamdan kulağıma çarpan ve içime vuran ayıpla evden çıkmış, öylece büfeden aldığım gazeteye düşmüştüm. Biz o zamanlar günün dehşetini hemen öğrenmezdik, sonraki günün sabahıyla gelen gazeteler üzerinden fark ederdik yaşananı. O sabah olduğu gibi… 2 Temmuz günü Sivas’a ateş düşmüş, 37 can ateşte kül olmuştu.

Haberin bilgisi ve fotoğrafları aynı kıbleye yöneldiğimiz insanları gösteriyordu. Daha çok şefkat, daha çok merhamet, daha çok rahmet, dahası daha çok özgürlük ve hak diyen dinin insanları hınç ve öfke kesilerek Madımak’a saldırmıştı. Saldırmakla kalmamış, oteli ateşe vermişlerdi. Oteli ateşe vermekle kalmamış, içeride 37 canın ateş kesilmesine alkış tutmuşlardı. Haberler böyleydi, fotoğraflarda bu vardı. Ve ben Cemal Süreya’nın mutlulukla ilgisi var dediği kahvaltıya gidiyordum. Hayır, gidememiştim o kahvaltıya, gitmekten vazgeçmiştim. Gidememiştim çünkü ateşin düştüğü yer olmuştum ben de. Utanmıştım kahvaltıya gitmekten, utanmıştım aynı kıbleye yöneldiğim kalabalıktan. More